Salih Bolat ile “Gittikçe Yakın” Üzerine…
Salih Bolat ile yeni kitabı “Gittikçe Yakın” ve yazarlık üzerine söyleşi…
Salih Bolat ile yeni kitabı “Gittikçe Yakın” ve yazarlık üzerine söyleşi…
Bu yazıda, TİDA’daki yazarlık atölyelerime katılan öğrencilerimin ve bana sosyal medya aracılığıyla ulaşan yazar adaylarının yaratıcı yazarlık üzerine sıkça sorduğu soruları bir araya getirip cevapladım.
OYUN YAZARLIĞI ÜZERİNE SIKÇA SORULAN SORULAR
Kemal Oruç
Son yıllarda yeni oyun yazarlarının kendini göstermesi, genç oyuncuların alternatif sahnelerde kendine alan yaratması ve yeni/özgün metinlerin sahnelenmesi oyun yazarlığına ilgiyi artırdı.
Bu yazıda, oyun yazarlığı üzerine sıkça sorulan soruları bir araya getirip cevapladım.
1. Oyun yazmak istiyorum, nereden başlamam gerekir?
Önce kendinizi eğitin. Bunun için hemen okumaya ve izlemeye başlayın. İyi yazarların romanlarını, hikayelerini ve oyunlarını okuyun. Hem anlamı hem de metnin teknik yapısını kavrayabilmek için okumalarınızı aklınızla yapın. Bir tiyatro oyunu izlemeye gitmeden önce metnini okumanızı tavsiye ederim. Metinle sahnelenen oyunu karşılaştırın. Yazılmışsa oyunla ilgili eleştirileri okuyun. Mümkünse oyunun yazarıyla, varsa dramaturguyla sohbet edin. Satranç oynayın!
Elbette tiyatro alan bilgisine sahip olabilmek için kuramsal kitaplar da okumalısınız. Bununla birlikte yazacağınız oyunun kodlarının güçlü olabilmesi için çeşitli alanlarda kendinizi donatmanız gerekir. Edebiyat, psikoloji, sosyoloji, felsefe, politika ve çeşitli sanat dalları hakkında araştırma yapmaya ve düzenli okumaya başlamalısınız. İyi romanlar size derinlik kazandırır.
Bence yazmak bir dertle başlar. Yazmak için bireysel/toplumsal bir derdiniz var mı? Öyleyse bu derdinizi çözmek ya da paylaşmak için araştırmaya ve notlar almaya başlayın. Bu süreçte konunuzu, amacınızı, hedefinizi, hedef kitlenizi belirleyin ve bütün bunları bir tema üzerinde birleştirin. İşte oyununuz bu tema üzerine kurulmuş olacak. Tema belirlenen konunun sınırlarını çizer ve yazma sürecinde yazara kolaylık sağlar. Bu temayı anlatacak kısa öykünüzü ve sonra bütün öykünüzü yazın. Bu süreçte bu öyküyü yaşayacak karakterlerin/tiplerin belirmesine izin verin. Ve mutlaka, bu esinleme sürecinde yaşamdan beslenmeye devam edin. İyi bir yazar sürekli gözlem yapıp yaşamı sanata dönüştürmek için cebinde veri toplar. Bununla birlikte ülke ve dünya gündemini takip etmeyi unutmayın.
2. Oyun yazmak için yetenek gerekir mi?
Herkes yazabilir; doğru bilgiyle ve düzenli çalışarak. Yazma becerisi, dilin özelliklerini bilerek, düzenli okuma ve düzenli yazmayla geliştirilebilir. Tembellik ise yazarlığın en büyük düşmanıdır. Yazabilmek için, yazın!
3. Oyun yazmak için eğitim almam gerekir mi?
Yazarlık eğitimi bireyseldir. Yazarlık öğretilemez. Ancak yazarlığı siz öğrenebilirsiniz. Elbette eğitim aldığınız kurum ya da kişi ise sizin yazarlığı keşfetmeniz için size rehberlik yapar. İyi bir kurum ya da kişi sizin motivasyonunuzu artırır, size öğrenme ortamı sağlar, doğru yöntemlere ulaşmanız için yol gösterir; siz de nasıl yazacağınızı keşfedersiniz. Siz kendinizi eğitmediğiniz sürece size dikte edilen bilgilerle yazarlık yapamazsınız. Özelikle bir eğitim kurumuna gidip verilen çalışmaları yapmadığınızda size verilen diplomanın/sertifikanın hiçbir işe yaramayacağını ve yazarlık yapamayacağınızı bilmeniz gerekir.
4. Oyun yazmak için zihnimde imgeler beliriyor ama bu imgeleri bir türlü bir araya getiremiyorum. Ne yapmalıyım?
Oyun yazmak için hayal kurmak yeterli değil. Bunun ötesinde, “yaratıcı imgeleme”nin ne olduğunu öğrenmeli ve yaratıcı imgeleme çalışmalarını düzenli yapmalısınız.
İmge; zihnimizde oluşan görüntü/fotoğraf, imgeleme; zihnimizde imge oluşturma, imgeler arasında ilişki kurma ve yeni düşünce/kavram üretme, yaratıcı imgeleme ise zihnimizde oluşan imgeleri matematiksel ve estetik formlarda kullanarak bir araya getirme ve somutlaştırma becerisidir. Yaratıcı imgelemeyle, farklı bakış açılarıyla, imgeler arasında yaratıcı ve yeni bağlantılar kurulur. Düzenli imgelem çalışmaları yazarlık becerinizi de geliştirecektir.
Gündelik yaşam içinde herkes imgeleme yapar. Bu anlık soyut imgelemeler/hayal kurmalar genellikle herhangi bir yaratıma değil, kavramlara ve anlamaya yöneliktir. Buna “tekrarlayan imgelem” denir. “Yaratıcı imgelem” ise daha çok bilimsel, sanatsal, edebi vb. tasarıma dönüktür, somutlaştırma vardır, geniş süreçte yapılır ve yeni buluşlar ortaya koyar. Örneğin; günlük konuşma içinde bir cümle kurmak tekrarlayan imgelemle, şiir yazmak ise yaratıcı imgelemle yapılır. Kavram soyut, imge ise somuttur.
5. Oyun yazmaya başladım ama yarım kaldı. Ne yapmalıyım?
Yola haritasız çıkarsanız ya kaybolursunuz ya da gitmek istediğiniz yere çok geç ulaşırsınız. Dramatik bir eseri yazmak için belli bir aşamayı adım adım gitmek gerekir. Birdenbire bütün bir oyunu yazmaya çalışmak, büyük bir pastayı tümüyle yutmaya çalışmak gibidir. Oysa pastayı dilim dilim hatta lokma lokma yemek gerekir. Daha yolun başında bütün yazma sürecinizin planını yapmalısınız. Bir taslak çıkarmalı ve taslağınızı geliştirmek için sürekli notlar almalısınız. Oyunun nasıl biteceğine de en başında karar vermelisiniz. Bir temanızın olması, bu tema üzerine kurulmuş, başı, ortası, sonu belli olan bir kısa öykünüzün olması çok önemli.
Diğer önemli bilgi de şudur: Dramatik bir yapıtın ilerlemesi çatışmaya bağlıdır. Çatışma dramatik bir yapıtın olmazsa olmazıdır. Oyunun ilerlemesi ve ilgi çekici olması içerdiği çatışmalara bağlıdır. Her oyunun bir aksiyon çizgisi vardır. Bu oyunun omurgasını oluşturur. Aksiyon çizgisi oyunun hedefine ulaşmadaki yoldur. Bu yoldaki her engel çatışmaları oluşturur. Oyunun aksiyon çizgisi detaylıca belirlenmeli, her sahnenin ve karakterlerin çatışmaları tespit edilmelidir. Bu yolda özellikle karakterlerin ne yaptığı ve neden yaptığı öz-biçim ilişkisi açısından önemlidir. Karakterin gerçekleştirdiği/gerçekleştireceği eylemlerin nedeni olmalıdır.
6. İçimden geldiği gibi mi yazmalıyım?
Bundan kastınız samimiyetse, evet, içinizden geldiği gibi yazın. Eğer kastınız, “Ben herhangi bir şekilde başlayayım da, nereye giderse artık…” ise muhtemelen yarı yolda kalacaksınız ya da çok geç ulaştığınız metin dağınık olacak. Büyük ihtimalle içinizdekilerle okurlar/yönetmenler ilgilenmeyecek.
Birden gelen enerjiyi (yazma isteğini) esinlenme sürecine (not alma, araştırma, üzerine düşünme, gözlemleme) dönüştürmek gerekir. Aksi takdirde yazılanlar ham kalacaktır. Bir oyunu bir çırpıda yazıp bitirmiş olmanız bir sorundur. Bu yazdıklarınızın çoğunun ortaya kontrolsüz çıktığını gösterir. Bu durumda yazdıklarınızın önemli bir kısmı çöpe gidecek demektir. Yapılması gereken planlı ve kontrollü yazımdır. Oyunu bitirdikten sonra birkaç gün ara verin ve onu düzenlemek/geliştirmek için yeniden ele alın. Metnin son hali düzenleme ve geliştirme sürecinin sonunda ortaya çıkar. Yazdıklarınızı silmekten korkmayın. Emin olun, yeniden yazım her zaman daha iyi olacaktır.
7. Karakterlerimin hepsi aynı şekilde konuşuyor. Bunu nasıl düzeltirim?
Bir oyun metninin üçüncü sahnesinde karakter isimlerini kapatıp diyalogları okuyun. O sırada konuşma şeklinden/davranışlarından hangi karakterin konuştuğunu anlayabiliyorsanız karakterler iyi yaratılmış demektir. Daha en başında, taslak oluştururken, öykü belirmeye başladığında karakterler de kendini göstermeye başlar. Öykünüzü en iyi şekilde anlatacak olan karakterlere karar verdikten sonra bütün karakterlerin özelliklerini belirleyin. Bu özellikler şu şekilde belirlenir:
8. Oyunun mutlaka bir mesajı olmak zorunda mı?
Oyunu yazmadaki amacınız ne? Dünya görüşünüz ne? Sanat sizin için ne ifade ediyor? Bireysel sorunlarınızla nasıl baş ediyorsunuz? Toplumsal sorunların bir parçası olduğunuzun farkında mısınız? Sanırım öncelikle bu soruların cevaplarına ulaşmanız gerekir. Ya da aslında hiçbir şey anlatmayan, suya sabuna dokunmayan, salt güldüren (ki bu da bir amaçtır) bir oyun da yazmak istiyor olabilirsiniz. Tavsiyem; suya sabuna dokunun!
Teknik olarak cevaplamak gerekirse; burada odaklanılması gereken kelime ‘tema’dır. Her oyunun bir teması vardır. Tema (önerme) oyunun özünün bir cümle ile ifade edilmesiyle belirlenir. Bu cümle oyunun ana fikrini de ortaya koyar. Yazar oyunu bu tema üzerine kurmuştur. Tema bir anlamda oyunun tezidir. Yazar belirlediği konu üzerine bir savunu ortaya koyar. Örneğin konumuz “özgürlük” ise temamız “Adaletin olmadığı yerde özgürlük yoktur.” olabilir.
9. Oyun yazdım. Okur musunuz?
Yazarlara bu tür mesajlar çok gelir. Elbette bilen bir kişinin yazdıklarınızı değerlendirmesi çok önemli. Fakat bir yazar sizin yazdıklarınızı okuyup değerlendirmek zorunda değil. Ya bunun için bedel ödemelisiniz ya da yazarı okuması için razı etmelisiniz. Olur da, yazarın boş bir zamanına denk gelmişseniz, okuyabilir. Bu durumda eleştiriye açık olmanız çok önemli. Genellikle genç yazar adayları yalnızca yazdıklarının övülmesiyle ilgileniyorlar. Bu durumda ya çok büyük tepkiler gösteriyorlar ya da yazmayı bırakıyorlar.
Size tavsiyem; kendi eleştirmeniniz olun. Yeterince okuyup izlediğinizde yazdığınız oyunu iyi yazarların iyi oyunlarıyla karşılaştırma yetiniz olur. Böylelikle yazdıklarınızın seviyesini siz de görebilmiş olursunuz.
10. İzlediğim oyunlardan etkilenmem normal mi?
Hayatta her şeyden etkilenebiliriz. Ürettiğimiz her şey de bizim tepkimizdir. Elbette bu etkileniş bir eseri kopyalamak anlamına gelmez. Amacımız etkilendiğimiz bir ya da birçok şeyden yola çıkıp özgün bir eser ortaya çıkarmaktır.
11. Ne yazmalıyım?
Gerçekten hakim olduğunuz konularda yazmanızı tavsiye ederim. Bununla birlikte, nitelikli kadın oyunlarına ve nitelikli çocuk oyunlarına ihtiyaç duyulduğunu belirtmek gerekir.
12. Oyun yazarken parantez içini nasıl kullanmalıyım?
Oyun yazarı parantez içi bilgileri yönetmenin işine müdahale etmeyecek şekilde vermelidir. Örneğin “Masaya doğru gider, bardaktaki suyu içer.” diye yazdığınızda bunun mutlaka önemli bir bilgi olması ve akış içinde bir uzantısı olması gerekir. Aksi takdirde, yönetmen ya da oyuncu bu direktifi ciddiye almayacaktır.
13. Yazmak için esin perisini beklemeli miyim?
Esin perisi diye bir şey yoktur. Bu olsa olsa yazar olmaya çalışan tembellerin uydurması ve çalışmama bahanesidir. Esin gökten inmez, yerden bitmez, birdenbire karşınıza çıkmaz. Var olabilmek için bir alt yapıya muhtaçtır. Bir olay gördüğünüzde “İşte ben bundan esinlendim.” diyemezsiniz. Bu, bir olaya tanık olmaktır sadece. Esinlenmek, tanık olunan bu olaydan etkilenmenin yanı sıra, olayı derinlemesine incelemek, olayın işinize yarayıp yaramayacağını belirlemek ve geliştirilip geliştirilmeyeceğine karar verebilmektir. Esinlenme sürecinde yazar taslak çıkarır; alana/konuya dair bilgi toplar ve gözlem yapar. Bütün bu süreçte sürekli not tutar.
Yazarlık bir işçilik sürecidir. Doğru bilgilerle ve düzenli çalışarak bu süreci yaşamak zorundasınız! “Bilgi” ve “emek” kelimelerine odaklanmanızı tavsiye ederim.
14. Yazdığım oyunun süresini nasıl hesaplayabilirim?
A4 boyutunda sayfalara 12 punto New Times Roman yazı karakteri ve 1,5 satır atlamayla yazılan oyunlarda 1 sayfa ortalama 2 dakika kadar sürmektedir. Monolog halinde yazılan tek kişilik oyunlarda ise 1 sayfa ortalama 3 dakika kadar sürmektedir. Elbette bu süreler rejinin yapılış biçimine göre değişebilir.
15. Oyunun telif hakkını almalı mıyım?
Oyununuzun çalınmasını ve sizden habersiz sahnelenmesini önlemek için telif hakkını alın. En güvenli yol, oyunun her sayfasının noterde onaylatılmasıdır. Elbette bu masraflı olacaktır. Masrafı azaltmak için yazı puntosunu küçültüp sayfa sayısını azaltabilirsiniz. Ayrıca daha az güvenli, masrafsız ya da az masraflı yöntemler de var: Oyun metnini mühürlü kapalı zarfta kendinize postalayın ve zarfı hiç açmayın ya da kendinize e-posta atın. Ayrıca oyunun kitap olarak basılması da bir yöntemdir.
16. Oyun yazdım. Sahnelenmesini istiyorum. Ne yapmam gerekir?
Oyun metninin çıktısını ödenekli tiyatroların dramaturji birimlerine gönderebilirsiniz. Metin gönderimi hakkında detaylı bilgi ödenekli tiyatroların web sitelerinde mevcut. Eğer onaylanırsa oyununuz sahnelenir ve size telif ücreti ödenir. Özel tiyatrolara da gönderebilirsiniz. Özel tiyatrolar da size telif hakkı ödeyecektir. Amatör tiyatrolar oyununuzu sahnelemek istediğinde ise telif ücreti istemek doğru olmayacaktır.
17. Benden izin almadan oyunumu sahneleyebilirler mi?
Oyun sizin yaratımınızdır. Okul tiyatrosu ve amatör tiyatro da dahil, oyununuzu sahnelemek isteyen her tiyatro sizden izin almak zorundadır.
18. Bir amatör tiyatro oyunumu sahnelemek istiyor. Ne yapmalıyım?
Ücretsiz ya da simgesel bir ücretle oynuyorlarsa telif istemeyin. Oyununuzu bütçesi olan bir proje kapsamında sahnelemek istiyorlarsa, biletsiz sahneleseler bile, yazar olarak ücret talep edebilirsiniz. Bu projede diğer emek verenler (proje koordinatörü, iletişim sorumlusu, eğitmenler, tasarımcılar vb.) bütçeden emeklerinin karşılığını aıyorlarsa yazar olarak siz de emeğinizin karşılığını almalısınız. Eğer tüm kazanç proje kapsamında yararlı bir iş için kullanılacaksa siz de ücret talep etmeyebilirsiniz.
Amatör bile olsa, oyununuzu sahneleyecek olan ekiple simgesel bir sözleşme yapmanız tavsiye edilir. Ödenekli tiyatrolarda ya da özel tiyatrolarda ise sizinle zaten profesyonel iş sözleşmesi yapılacaktır.
19. Yazdığım oyunda değişiklik yaparak sahnelediler. Ne yapmalıyım?
Oyununuzu bir yönetmen sahnelemek istediğinde, o oyun artık sizden çıkmıştır. Yönetmen ve diğer yaratıcı ekip oyununuzdan yola çıkarak sahne metnini yazar. Kimi sahne bölümlerini atıp kimi yerlere küçük eklemeler yapabilirler. Çoğunlukla “Noktasına, virgülüne dokunamazlar!” diyen ya da prova sırasında müdahale eden bir yazarla kimse çalışmak istemez. Hiçbir şekilde değiştiremeyecekleri tek şey ise sizin oyunda savunduğunuz görüştür.
20. Oyun yazarlığı üzerine kitap/makale önerir misiniz?
Piyes Yazma Sanatı / Lajos Egri (Papirüs Yayınları)
Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği / Turgut Özakman (Bilgi Yayınevi)
Oyun Yazmak / Steve Gooch (Mitos Boyut Yayınları)
Oyun Yazarlığı / Hülya Nutku (Mitos Boyut Yayınları)
Dram Sanatı / Özdemir Nutku (Kabalcı Yayınevi)
Oyun Yazarlığı / İsmail Kaygusuz (Dramatik Seçkisi 2. Sayı)
Yeni Başlayanlar İçin Oyun Yazma Rehberi / Kemal Oruç (www.kemaloruc.com.tr)
Yeni Başlayanlar İçin Tiyatro Rehberi / Kemal Oruç (Tida Yayınları)
Not: Yazının kısaltılmış hali Kurşun Kalem Dergisi’nin 54. Sayısında yayımlanmıştır.
Kemal Oruç
TİDA Kurucu/Koordinatörü