Çocukmuşum. Kasabada çerçilik yapan babamın inşaatlardan topladığı kalaslarla yaptığı arabası pazar yerinde çamura saplanmış. Çıkarmaya çalışıyorum. Babam arabanın başında dikilmiş, beni izliyor. Arkasına dolanıp itiyorum; lastik tekerlekler çamura iyice gömülüyor. Önüne dolaşıp çekiyorum; sanki araba üzerindeki yüklerle birlikte büyüyor, ben küçülüyorum. Debelendikçe işler daha da kötüye gidiyor. Karşıda bir kır kahvesi, camekanın önünde her yaştan adamlar, ahşap iskemlelere oturmuş, bizi izliyorlar. Devamı…